Annem Haziran ayının sonunda böbreğinin alt kısmında yer alan tümörü aldırdıktan sonra akıllı ilacın işe yaramadığını gören doktorumuz kemoterapi tedavisi verdi. Kemoterapi’nin ikinci seansından sonra annem yürüyemez bir hale geldi. Herhalde kemoterapinin bir sonucu diye düşünerek doktorumuza başvurduk. Annemin ayağında inanılmaz ağrılar vardı. Doktor bir tomografi çektirip sonucu incelediğinde şunu gördük: Ameliyat yapılan yerde tümör yeniden oluşmuştu. Şans oya; tümör tam sırttan başlayıp bacağa kadar uzanan kas ve sinir dokusu üzerine oturduğu için dayanılmaz ağrılar yapıyordu. Onun için doktor yeniden radyoterapi için bizi radyasyon onkolojisi bölümüne yönlendirdi.

Radyasyon onkolojisinde bir kural var sanki. Gelen tüm hastalara sonucunu sadece kendilerinin görebildiği bir tomografi çekmeleri gerekiyor. Ama bir problem var. Annem düz bir zeminde uzanıp yatamıyordu. Geceleri bile sürekli oturur pozisyonda bacağını okşayarak medar arıyordu. Bende zor günlerde kullanmak için acillerde her gelen hastaya vurulan ağrı kesici iğnelerden birini anneme yaptırıp hastaneye tomografi çektirmeye gittik. Annemi tomografinin düz zeminine zar zor yatırıp dışarı çıktım. Ağlamalı gözlerle sıkıntısız bir şekilde tomografinin çekilebilmesi için Allah’a dua ediyordum. İçeriden annesinin iniltilerini duyarken endişeli bir çocuğun çaresizliğini siz düşünün! Toplum içerisinde ağlamak olur mu? İnsanlar ne der? diye bastırılmış duygularla göz yaşlarımı silerek iç çekip sadece Allah’a dua ediyordum. Sonunda annemin tomografisi bittiğini söylediklerinde hemen içeri geçip annemi tomografi tahtasından kaldırdım. Ama annem soğuk terler dökmüş, ağrıdan inliyordu. Böyle bir ağrı Allah kimselere göstermesin. Yaşayanı görmeden anlaşılmaz herhalde.

Tomografiyi çektikten sonra bekleme sürecine giriyorsunuz. Öyle ha diye size yarın radyoterapiye gelin demezler. 10 günlük bir süre bekledikten sora hastaneden arandık ve ilk randevu verildi. Ama o 10 gün nasıl geçti bir rahmetli anneme sormak lazım. Artık annemin tuvalete gitmesi büyük bir olay olmuştu. Annemin ağrıları dayanılmaz seviyede olmadığında kahvaltısını ve öğlen yemeğini kendisi kalkıp yapabiliyordu ama ağrıları dayanılmaz seviyelere geldiğinde artık yerinden kalkamaz olmuştu. Onun için eşimin tavsiyesiyle anneme bir tekerlekli sandalye aldım. Onu genelde dışarıda kullanıyordum ama bu süreçte annemi odasından tuvalete götürmek içinde kullanmaya başlamıştım.

Ben ve eşim sonuçta çalışan insanlarız. Annemi evde yalnız bırakıp işe gidiyorduk. Ama bu süreçte biraz daha erken kalkıp annemin kahvaltısını yaptırıp işe gidiyordum. Öğlen eve gelip annemi yedirip, tuvaletini yaptırıp tekrar işe gidiyordum. Ev ile iş yeri arası 32 km olduğunu düşünürsek nasıl bir sıkıntıda olduğumu iyi anlayabilirsiniz. Bu süreç sürdürülemeyecek bir hal aldıktan sonra annem için bir yardımcı kadın bulmaya karar verdik.Takdir edersiniz ki bu süreçte bayağı zor geçti. Sonunda bir bakıcı bulduk ve çok işimize yaramıştı. Bakıcı bulma maceramızı da farklı bir makalede ele alacağım.

Radyoterapi seansları başladığında, hastaneye gitmeden önce yeşil reçete ile satılan ağrı kesicilerden alıp hastaneye annemi götürüyordum. Yolda anneme radyoterapinin ne kadar önemli olduğunu, biraz dişini sıkması gerektiğini söyleyerek hastaneye gidiyorduk. Annemi zar zor radyoterapi için tahtasına yatırdıktan sonra, her zamanki gibi dua ede ede dışarıda bekliyordum. Radyoterapi operatörünün annemi kaç kez kıpırdamaması için uyardığını hatırlamıyorum. Her gün aynı şeyleri yaşıyorduk. Bir şekilde Allah yardım ediyor ve işimizi yürütüyorduk. 10 seanslık radyoterapi bittikten sonra annemin ağrıları azalmaya başlamıştı. Lakin hiçbir zaman durmamış, ağrı kesicilerle dayanabilecek seviyelere düşmüştü.

Radyoterapi sonuçta milimetrelik yerlerde verilen enerjilerle tümör hücreleri yakıldığından, bir süreliğine kısmi iyileşme veya ağrılarda düzelme oluyordu. Lakin aynı noktaya sadece bir kere radyoterapi verilebiliyordu. Yani aynı yer için iki kez radyoterapi verilemiyor. Şayet aynı yerde tümör iki kez çıkarsa radyoterapi verilemiyormuş. En azından doktordan aldığım bilgiler bu yöndeydi. Allah kimseyi bu noktalara düşürmesin.